Bir ilişki dediğimizde, içinde birden fazla kişinin yer aldığı bir eylem alanından söz ederiz. Bu durumda, bu alandaki deneyimlerin tadı ve niteliğini ilişkideki kişilerin davranışları, sözleri, kişilik özellikleri ve daha bir çok şey birlikte belirler.
7 Adımda mutlu birliktelik
1* YETİŞKİN BİREYLER OLMAK
Her yaşam evresinde kurulan ilişikinin niteliği farklıdır; çocuklukta, ergenlikte ve yetişkinlik dönemlerinde kurduğumuz ilişkiler, elbette farklılık gösterecektir zira her yaşam evresinin farklı bir bilinci vardır.
Peki Sorun nereden kaynaklanır?
Sadece ilişkilerde değil, yaşamın her alanında eylemde bulunurken, bulunduğumuz yaşamsal evrenin bilincinde olup olmadığımız deneyimlerimizin niteliğini belirleyecektir ister istemez. Bununla ne kastediyoruz?
Örneğin bir çocuktan, bir yetişkinin bilincinde davranması beklenemeyeceği gibi, bir yetişkinin de bir çocuğun bilinciyle davranışlarda bulunmaya devam etmesi halinde yaşamında sorunlarla karşılaşacağı su götürmez bir gerçekliktir.
Bir ilişkide ortaya çıkan en büyük sorun, çiftlerden birinin veya ikisinin, henüz yetişkin bilincine geçmekle ilgili sorun yaşıyor olmasıdır.
Yetişkin olmak, sorumluluk alabilmekle ilgilidir.
Bir insanın evlenme veya bir birliktelik yaşama yaşına gelmiş olması ne yazık ki yetişkin bilincinin gelişmiş olduğu anlamına gelmiyor. Yaş, kendiliğinden ilerleyen bir şeyken, bilinç, üzerinde çaba sarfedilmesi gereken bir varoluşsal düzeydir.
Yakın ilişkilerde yaşanan tüm acıların kaynağı, bireylerin yetişkin sorumluluğu almaya karşı gösterdiği dirençle ilgilidir.
Çoğunlukla büyümeye ve sorumluluk almaya karşı büyük bir direnç gösterir insan. Yaşamının sorumluluğunu tek başına üstlenmek, hiç bilinmeyen kaygan bir alana adım atmak gibidir.
Ancak işin diğer tarafı, kişi kendi potansiyelini de ancak böylesi bir durumda ortaya koyabilir; yani sorumluluktan kaçmak bir anlamda kendi potansiyelinden kaçmak anlamına gelir.
Tüm bu anlattıklarımızın çift ilişkileri ile ne ilgisi var?
Yaşamda kendi potansiyeline ve sorumluluğuna sahip çıkmamış bir kişi, bir ilişkide, kendi ihtiyaçlarını gidermesini beklediği bir tür ebeveyn aramaktadır aslında. Böylece sürekli olarak isteklerini tatmin etmesini beklediği bir ebeveyn gibi eşine karşı talepkar bir tavır geliştirir.
Bu durumda sevgi en çok suistimale uğrayan duygu haline gelir, zira ebeveyn yerine konmuş eş, sadece sevdiği için eşinin isteklerini koşulsuzca yerine getirmek istese de bir süre sonra, kendi ihtiyaçlarının karşılanmadığı bu ilişkide sürekli olarak vermekten yorulacaktır. Bu da çok anlaşılır bir şeydir. Hiç kimse karşılıksızlığa uzun süre dayanamaz.
2*YETİŞKİN OLRAK SORUMLULUK ALMAK
Bir insanın yaşamda yetişkin bir birey olabilmesinin ilk koşulu, kendisini iyi tanımasıdır. Kendisini iyi tanıyan birisi, yaşamdaki en temel değerlerinin ve ihtiyaçlarının farkıdalığına sahip kişidir. Bu farkındalığa sahip olan bir bireyse, öncelikle bunları kendi yaşamı için sağlamak konusunda sorumluluğu almakla yetişkinliğe adımını atar.
Ancak kendi yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak konusunda yeterli hale gelmiş bir kişi, karşısındaki kişinin yani eşinin ihtiyaçlarının farkına varır ve yakın ilişkilerinde partnerinin bu ihtiyaçlarını karşılaması konusunda ona destek olur.
3*TEMEL İNSANİ DEĞERLERİNİN FARKINDA OLMAK
Yaşamsal temel ihtiyaçlar ve değerler konusu, insanı, psikolojik, duygusal, ruhsal ve fiziki tüm düzeyleri ile dikkate alan, her insan için önem sıralaması değişen bir dizi değerden oluşur.
Nedir bu değerler?
İnsanın yaşamını etkili bir şekilde yaşamakla ilgili potansiyelini ortaya koyarken, bazı temel ihtiyaçları vardır ve bu ihtiyaçlar her insanın özelinde farklı bir önem sırasına sahiptir. Bu temel ihtiyaçlar şu şekilde belirlenmiştir:
*KESİNLİK VE GÜVEN
*SEVGİ VE DOSTLUK
*DEĞERLİ HİSSETME
*MACERA VE HEYECAN
*KENDİNİ GELİŞTİRME
*BAŞKALARINA KATKI SAĞLAMAK
İnsan yaşamında ne yaparsa yapsın, hangi hedef üzerinde çalışırsa çalışsın, yukarıdaki ihtiyaçlardan biri veya birkaçının yaşamında mutlaka olmasını ister ve bunlar olmadığında mutsuz olur. Az önce de dediğimiz gibi, yukarıda belirlenmiş her insan için ortak bu altı değerin önem sırası insandan insana değişir. Bazı insan için, yaşamda herşeyin önceden planlanabilir ve kesin olması en önemli şeyken bir başkası için sevgi herşeyden önce gelir. Ya da bir insan için kendini değerli hissetmek her zaman ön planda iken bir başkası macera olmadan veya yaşamda değişik aktiviteler olmadan kendini mutlu hissedemez.
Yukarıda, kişinin kendi ihtiyacını bilmesinin, partnerinin ihtiyacını da anlaması açısından önemli olduğunu söylemiştik. Yani mutlu bir ilişkide bireylerin bu değerlerden hangisinin kendisi için en önemli temel ihtiyaç olduğunu bilmesi çok önemli.
Bu temel ihtiyacınızı tespit edebilmeniz için Robbins-Madanes Coaching (Anthony Robbins & Cloe Madanes) tarafından dizayn edilmiş harika bir test bulunuyor. Bu testi doldurarak, sizin için en temel yaşamsal değerin ve ihtiyacın ne olduğunu öğrenebilir ve bu temel ihtiyaç doğrultusunda, yaşamınızı en yüksek potansiyelinizle yaşamanızda size yardımcı olacak pratik bilgilere ulaşabilirsiniz.
Bu testi, siz ve eşiniz ayrı ayrı yapıp sonuçları aldığınızda, mutlu bir ilişkiyi yeniden dizayn edebilme yolunda önemli bir adım atmış olursunuz.
BİLMEK İSTER MİSİNİZ?
4*İLİŞKİNİZİN DÜZEYİNİ BELİRLEMEK
Bir ilişkinin üç farklı düzeyi olabilir:
Birinci düzeyde eşler, tamamen kendi ihtiyaçlarının giderilmesine fokus olurlar. Yani, “her ne olursa olsun benim ihtiyacım karşılanmalı” düşüncesi her iki eşte de hakimdir.
İkinci düzey ilişkide, eşler, birebirlik ilkesi ile davranırlar. Yani “sen benim ihtiyacımı karşılarsan ben de seninkini karşılarım” düşüncesi ile hareket ederler. İlişkiye bir tür ticaret olarak bakmaktır bu.
Üçüncü düzey ilişki ise, eşlerin “her ne olursa olsun önce senin ihtiyacını karşılayacağım” dediği ve buna göre hareket ettikleri ilişkidir.
Eğer ilişkinizin düzeyi henüz bir veya ikinci seviyede ise, ilişkinizde eşlerden birisi ya da her ikisi acı çekiyor demektir. Yapmanız gereken en önemli şey, ilişkinizin düzeyinin farkına varıp bu düzeyi üçüncü seviyeye çıkarmanın yollarını aramaktır.
5*GÜVEN İNŞA ETMEK
Bir ilişkide en büyük duygusal çöküntü güven eksikliğinden kaynaklanır.
İlişkilerde güvenin inşa edilmesi konusu en zorlandığımız konulardan biridir. Onun da ötesinde eğer ilişkinizde güven sorunu var ve bir türlü çözülemiyorsa, ilişkiniz bitme noktasına çok yaklaşmış demektir.
Peki güven nasıl inşa edilir?
Eşler, duygularının ve değerlerinin karşısındaki eş tarafından ciddiye alındığını ve hassasiyetle ele alındığını bildiklerinde güven inşa olmaya başlar. Yine yukarıda söz ettiğimiz, ilişkinin üçüncü düzeye çıkarılması konusu da bir ilişkide güvenin temelini teşkil eder.
Söylemek istediğimiz şey şudur: eşler hem birbirlerinin ihtiyaç ve değerlerini her ne olursa olsun birinci planda görmeli hem de bu ihtiyaç ve değerlere sonuna kadar saygı göstermelidirler.
Burada sözünü ettiğimiz ihtiyaçların, yetişkin ihtiyaçları olduğunu yeniden vurgulamakta fayda görüyoruz. Bu ihtiyaçlar yukarıda saydığımız ve bir insan için olmazsa olmaz olarak adledilen, kesinlik, güvenlik, sevilme, mutlu hissetme, değerli hissetme, kişisel başarı ve kendini gerçekleştirme gibi değerlerden oluşur.
Tüm bunlar göz önüne alınarak, ilişkide kendinizi yeniden gözden geçirmeniz ve gerekli değişimleri gerçekleştirmeniz ilişkinizin mutluluğu için sorumluluk aldığınızı gösterir.
6*KADIN VE ERKEĞİN FARKLI DOĞASINI DİKKATE ALIN
Erkek egemen bir Dünya’da yaşamakta olduğumuz açıkça ortada olan bir gerçekliktir. Böylesi bir fenomen, sevgi ilişkilerinde veya kadının eylemde olduğu tüm diğer kamusal alanda, kadını dezavantajlı kılmış ve tepkisel olmaya zorlamıştır. Başlıkta söz ettiğimiz “farklı Doğa” kadın ve erkeğin bu ikincil doğası hakkında değil, yaratılışla ilgili doğası hakkındadır.
Her ne kadar gerçek böyle değilse de kamusal alanda evet kadın ve erkek eşit haklara sahip olmalıdır. Söz ettiğimiz farklı doğa ise kamusal alanla ilgili değil, insanın, evrensel eril ve dişil niteliklerini temsil etmesi açısından Kadın ve Erkeğin doğalarının farklı olduğu gerçeğidir.
Bu farklı doğa, kadın ve erkeğin psikolojik yönelimlerinin alt yapısını belirlemesi açısından önemlidir ve ilişkideki her partnerin bilmesi gereken niteliklerdir.
Nelerdir bu nitelikler?
Bir erkek, verdiği zaman mutlu olur, bir kadın ise aldığı zaman mutlu hisseder. Bir erkek, başarı odaklıdır, bir kadın ise sevgi odaklıdır. Erkek, taktir edilmek ve onaylanmak ihtiyacı içindeyken, kadın, duygusal olarak güven hissetmek ister. Bir erkek dışarıya yönelimliyken, kadın, içeriye doğru yönelimlidir. Bu anlamıyla, kadın ve erkek sosyal yaşamda ne kadar eşit olursa olsun, ekonomik roller ne kadar benzeşirse benzeşsin, bilinçaltı davranışlarının yönelimleri bu temel doğal yapılarına göre belirlenir.
Bunu bilip bir ilişkide bu anlayışla yer aldığımızda birçok şey aslında ne kadar anlaşılır ve aşılabilir hale geliyor öyle değil mi?
7*İLİŞKİDE KİMİ MODEL ALDIĞINIZI ANLAMAK
Partner ilişkilerimizde rol model olarak belirlediğimiz ve bilinç dışında, o modele göre hareket ettiğimiz birisi vardır; anne veya babamız.
Evet yanlış okumadınız. Yaşamda bir çok eylemimizde olduğu gibi sevgi ilişkilerinde de model aldığımız kişiler öncelikle anne ve babamız ve onların kurdukları eş ilişkisindeki kalıplardır. Doğduğumuz andan itibaren ebeveynlerimizi her davranış modalitelerinde izler ve farkında olmadan kopyalar ve benzeri davranış paternleri geliştiririz.
Bu bilgi ile ilişkinizdeki varoluş biçiminize bir bakmanızı öneririz. Bakın bakalım siz kimi örnek alıyorsunuz eş ilişkinizde? Bunun farkına vardıktan sonra da kendinize sorun: “bu davranış modalitesi ilişkimin mutluluğu açısından bana fayda sağlıyor mu?”
Sadece farkına varmanız ve buna dair sorular sormaya başlamanız, farkında olmadan kopyaladığınız ve size ait olmadıkları için ilişkinizde pürüzler yaratan bu kalıp ve paternleri bırakabilmenizin en önemli adımıdır.
Bu modalite, çoğunlukla sizin söz ve davranışlarınızda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, öncelikle dikkat etmeniz gereken konu, eşinizle olan ilişkinizde nasıl davranışlar ortaya koyduğunuz ve dialoglarınızın içeriğidir. Sözlerimizin karşımızdaki insan üzerindeki etkisi zannettiğimizin çok ötesindedir. Bu konuya özellikle hassasiyetle yaklaşmanız ve karşınızdaki kişinin ruhsal ve psikolojik durumunu gözetmeniz açısından önemlidir.
Gördüğünüz üzere, mutlu bir birliktelik için yapabileceğiniz çok şey var. Tek yapmanız gereken, acı ve mutsuzluğun kendinizden kaynaklanan kısmını çözmenizdir. Bir kez bunu yapmaya başladığınızda eşiniz de buna olumlu yanıt verecek ve sizi model alarak kendinde yapması gereken değişikliklere odaklanacaktır.
ÇİFT DANIŞMANLIK SEANSLARI
Yukarıdaki yazıyı okudunuz, ilişkinizi canlandırabilmek için aklınızda bir sürü soru oluştu. İşte harika br noktadasını demektir bu.
Bir ilişkiyi mutlu ve keyifli hale getirmek eşlerden her ikisinin ortak sorumluluğudur. Eğer, ilişkinizde sorunların olduğunu düşünüyorsanız, eşinizle birlikte Çift Danışmanlığı seansları almanızı öneririz.
Eşiniz bir sorun olmadığını düşünüyor olabilir ancak siz mutlu değilse, yukarıda sözünü ettiğimiz konular ışığında tek başına da danışmanlık almanız bir çok şeyi çözecektir.
Mutluluğunuzu ertelemeyin. Yaşam bazı şeyleri ertelemek için çok kısa. Bunun için tek yapmanız gereken şey, kendinize zaman ayırmanız ve danışmanlık almanız.
Aşağıdaki linkten kolayca çift danışmanlığı seansları alabilirsiniz. Tek seans alabileceğiniz gibi, indirimli paket avantajından faydalanabilirsiniz. Görüşmek dileğiyle.
KENDİNİZDEN BAŞLAYIN VE DEĞİŞİME AÇIK OLUN
BU HARİKA DÖNÜŞTÜRÜCÜ PROGRAMLARI MUTLAKA DENEYİN
HEMEN RANDEVU ALIN, BİRLİKTE ÇÖZELİM