Fizik bedenleriniz varlığınızın yüzde birlik bölümünü teşkil eder.

Peki geri kalan yüzde doksan dokuz nerede, onu nasıl kullanabilirsiniz?

Tüm varoluşla ve Evrenle bağlantı kurduğunuz yer o yüzde doksan dokuzluk bölümde yer alıyor.
Işığın Kuantum Kodları Eğitimi, işte o yüzde doksandokuzluk bölümü harekete geçirmeyi öğrenmeniz için dizayn edilmiştir.

Bu eğitimde, varlığınızın tüm potansiyelini kullanarak yaşamınızı yeniden yaratmayı, kendinizin ve sevdiklerinizin şifalanmasında

etkili olabilmeyi öğreneceksiniz.

İçinde yaşadığımız Evrenin çok boyutlu bir yapısı olduğunu artık biliyoruz. İnsanın da çok boyutlu bir yapısı var ve bu yapı DNA ile temsil edilmektedir. DNA’nın atomik düzeydeki fiziki yapısının ötesinde Evrenin az önce söz ettiğimiz boyutlarla da bağlantısı bulunmaktadır ve işte bu bağlantı insanı ve onun bilincini her biri farklı frekanstaki titreşime sahip ve farklı atom altı süreçlerin süregeldiği

düzeylere bağlamaktadır.

Bu bağlantı, günlük yaşamda yaşadığımız duygusal, psikolojik ve fiziksel durumlarla ve onların

yarattığı etkilerle zayıflamakta ve hatta kopabilmektedir.

Meditasyon, bu bağlantıyı yeniden sağlamak, bilinci olması gereken titreşim düzeyine çıkarmak, böylelikle yaşamımızda sürekli huzur ve mutluluğu sağlamanın en doğal yoludur. Bu, insanın doğasında var olan ancak yüzyıllar içinde unutulmuş bir yetenektir. Işığın Şifa Kodu eğitimiyle bu yeteneğinizi ve başka onlarcasını yeniden aktive edebilmeyi öğreneceksiniz.

Dünya üzerinde yaşamın kaynağı, Güneş ve onun yaydığı ve bizi aydınlatmayı koşulsuzca sürdürdüğü Işık’tır. Fiziksel Dünya ile aramızdaki bağı beş duyu ile kurarız ve sanıldığının aksine IŞIK yalnızca görme duyumuzun temelini oluşturmaz; içinde taşımakta olduğu partiküller, farklı dalga boyundaki frekanslar ve bilimin halihazırda keşfetmeye devam ettiği sayısız nitelikle birlikte diğer duyularımızın da temel veçhesidir.

Işık tüm bu fiziki bağlamlarının dışında, felsefi anlamda da sıkça kullandığımız bir soyut kavram olagelmiştir. Farkına varma, bilme, anlama, yaşamdaki amacımızı bulma, varoluşun nedenselliği gibi insana ve Evrenselliğe ait yüzlerce kavramı aydınlanma bilinci olarak ele alırız ve bu da yine Işığın bir niteliğidir.

Işığın yukarıda saydığımız tüm fiziksel nitelikleri ve beş duyumuzla algılayamadığımız ancak varlığı bilim tarafından kanıtlanmış atomik boyuttaki nitelikleri İnsan doğasını nasıl etkiler? Bu nitelikleri bilincimizle yönlendirebilir miyiz?

İnsanın fiziksel varlığının ötesinde her an aktif halde değişime ve dönüşüme neden olan atom altı süreçler ve bu süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan elektro manyetik bir alan vardır. Bu alan insanın çok boyutlu doğasının niteliklerini taşıyan ve diğer boyutlarla bağlantısının kurulduğu uzay-zamanın ötesindeki bir alandır.
Yukarıda söz ettiğimiz Işığın çok boyutlu nitelikleri insanın bu alanı ile sürekli etkileşim halindedir. Bu sadece insanda değil diğer tüm canlılarda çok farklı ölçek ve boyutlarda süregiden bir etkileşimdir.

İnsan fizyolojisi, sözünü ettiğimiz elektromanyetik alanda süregelen değişimlerle her an rezone olarak dönüşmektedir. Başta hormonal sistemimiz olmak üzere tüm fizyolojik sistemler, ışıktan aldıkları fiziksel ve elektro manyetik etkileri absorbe ederek yaşam fonksiyonlarını aktif halde tutarlar. Bu etkiler sadece fiziksel yaşamı değil aynı amanda insanın bilişsel düzeyini de etkileyerek bilincin temelini teşkil ederler. Işık böylelikle insanı daha yüksek bilinç boyutlarının enerjileri ile rezone hale getirir ve uyumlar.

Ancak insan günlük yaşamında bu niteliğinden çok uzak yaşamaktadır zira zihinsel yönlenmeleri çok farklı alanlarda odaklı halde kalmakta ve bilinç düzeyinde işlem yapmak yerine geçmiş deneyimlerin bilgisiyle sınırlı kalmaktadır.

İnsanın yüksek bilinçle bağını yeniden kurabilmesi ve sonsuz potansiyeline uyumlanabilmesi için bilinçli bir aksiyon gerekmektedir. İnsanın fizyolojik olarak yüksek bilinçle arasındaki bağı Beynin Hipotalamus bölümünde yer alan Hipofiz ve Epifiz bezleri sağlamaktadır. Bu fizyolojik yapılarda ortaya çıkan blokajlar nedeniyle salgılamaları gereken hormonlar salgılanamadıklarında bedenin elektro manyetik alanla dolayısıyla yüksek bilinçle arasındaki bağ kesilir.

İnsan zihni elektro manyetik alanda işlem yapan bir işlemci gibidir ve bilinç tarafından yönlendirilebilir. Meditasyon işte zihnin bu niteliğini kullanmakta olan bir tekniktir. Zihin bilinçli bir şekilde ve özel tekniklerle yönlendirilerek, İnsan, Işık’la ve onun elektro manyetik etkileriyle yeniden bağlantı sağlayabilmektedir.

Bu eğitimde bulunan tüm materyaller, canlı seminerler ve uygulamalar sayesinde aşağıda daha detaylı olarak bilginize sunulan içeriğe sahip olacak ve varlığınızı bütünsel olarak deneyimlemeye başlayacaksınız. 

GERÇEK VE HİÇ DEĞİŞMEYEN YANINIZLA BAĞLANTI KURDUĞUNUZDA GERÇEK VE DEĞİŞMEYEN MUTLULUKLA DA BAĞINIZ KURULMUŞ OLACAK.

ORADA BULUŞMAK ÜZERE SEVGİ VE COŞKUYLA KALMANIZI DİLERİM.